Dünyada, Blogger'da ve kendimde gördüğüm bazı olumsuzlukları "pil bitikliği" olarak nitelendirip yorumladığım kişisel bir yazı.
Göründüğü üzere bir önceki yazımda satın aldığım bir saati inceleyip fikirlerimi söylemiştim. Ve bu yazının üzerinden tam 6 ay (yazıyla: altı) geçmiş. O günden bu yana birkaç teşebbüsüm ve planım olsa da şimdiye kadar başka bir yazı paylaşmadım.
Saatin özelliklerinden bahsederken 6 aylık bir pil ömrünün olduğunu yazmıştım. Birkaç gün önce sabah ders için evden çıkarken her zaman yanıma aldığım anahtar, cüzdan ve saat kombinasyonunu alırken fark ettim ki takmaktan oldukça keyif aldığım saatim durmuş ve pili bitmiş. Bu durum ile ilgili aklıma birkaç şey geldi. Vaat edilen 6 aylık pil ömrünü sağlandığı, son yazımın üzerinden de 6 ay geçtiği ve son olarak bu olayı başlık olarak yazıp blogum için yazı yazabileceğim.
İşte bu ufak bir olay üzerine başlığı attım, düşüncemi faaliyete geçirdim ve bundan sonra ne yazacağımı ise hiç bilmiyorum. Doğaçlama olarak ilerleyeceğim ve başlık ile bağdaşan şeyler yazacağım. Çünkü bu geçen 6 aylık süreçte oldukça fazla başlıkla bağdaşan olaylar oldu. Başta dünyanın pili bitti. Benim pilim bitti. Blogun pili bitti. Blogger'ın pili bitti. Ve gerçekten pili biten eşyalar oldu...
Başta kendimden bahsedeyim. Geçen 6 ayda ilk olarak final-büt haftaları geçirdim. Beni yıpratan şeylerin başında bu haftalar geldi. Sonrasında tamamıyla bomboş geçen yaz tatilinin ilk günlerine giriş yaptım. Hiç alışık olmadığım bir şekilde zorunlu olarak çoğu zaman erken kalkıp erken yatıyordum. Aksi bir durum olsaydı ne kadar daha yıpranırdım tahmin edemiyorum.
Yaz tatili boyu aslında bolca vaktim vardı. Film izlemek, kitap okumak, gezmek ve bloga içerik girmek ya da bir işte çalışmak gibi birçok alternatifi yapmaya yetecek kadar vakit... Fakat bunların hiçbirini yapmadım ya da çok az yaptım. Nedenini yazmıştım, pilim bitti! Bunun sonucunda da kendi kendime verdiğim birçok sözü yerine getiremedim. Çoğu zamanki gibi...
Bu "pil bitikliği" olarak nitelendirdiğim durumun sebebini bir türlü bulamadım. Biraz sorgulayayım. Üşengeçlik mi? Bazen ama gerçek sebebi değil. Sağlık mı? Gayet sağlıklı olduğumu düşünüyorum. Yoksa ben bir paronayak mıyım? Hiç sanmıyorum. Anlamsız gelebilir ama az su tükettiğimden mi? Belki sebep bu olabilir. Bu konuyla ilgili birkaç yazıya denk gelmiştim. Az su tüketmemin sebebi ise tamamen unutkanlık (ve bu unutkanlık meselesini de pil bitikliğine dahil ediyorum). Unutkanım ve az su içiyorum, gereğinden az su içmek de unutkanlığa sebebiyet veriyor ve böylece sonsuz bir paradoks oluyor :D Gün içerisinde su içmek çok da fazla aklıma gelmiyor. Bunun için çaba gösterip fayda edip etmediğini başka bir yazımda bahsedeceğimi umuyorum. Ve bu arada üşengeçlik demişken: Bu yazının girişini 10 gün kadar önce yapmıştım ve hâlâ yazmaya devam ediyorum. Üstelik zamanım ve imkanım varken... Şimdi ise 1 Kasım 2019. Saat 05.21 ve inat ettim öğleden sonra dersim olmasına rağmen yazıyı bitirmeden uyumayacağım.
Kendim ile ilgili gereksiz detayları bırakıp biraz Blogger hakkında birkaç şey yazmak istiyorum. Evet buranın da pili bitti. Bununla ilgili son darbe Google+'ın kapanması ile oldu. Zaten durum iyi değildi, Google+'nın kapanması tuz biber oldu. Artık blog sahiplerinin yazılarını paylaşabileceği global bir platform kalmadı. İletişim çok az kurulabiliyor ve neredeyse kimsenin kimseden haberi yok. Eskisi gibi popüler de değil. İnsanların birbirlerine erişebilmeleri için üç alternatif kaldı Eski usul e-posta aboneliği, blog takip aracı ve sosyal medyalardaki ortak blog grupları.
Geçenlerde "durum ne olacak?" diye düşünürken "çat" diye Blogger arayüzüne birkaç güncelleme geldi. Bu güncellemelere yakın zamanda ayrı bir yazıda detaylı olarak değineceğim. Tema, yorumlar ve istatistikler kısmı gerçek anlamda Material Design görünüme sahip ve daha detaylı olmuş. Ayrıca mobil uygulamasına da yıllar sonra güncelleme gelmiş. Tabii bu güncellemeler çok kapsamlı değil. Tahminimce %100 ve detaylı bir güncelleme gelecektir. Yarıda bırakacak halleri yoktur herhalde. Ya da vardır, başka servisler için yapmışlıkları da vardır. Bilemeyeceğim.
Şimdi geleyim dünyaya. Dünyanın pili biteli çok uzun süre oldu. Her gün iğrenç haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Kadına şiddet, cinayetler, intihar, saygısızlık, hayvanlara eziyet, israf, doğaya zarar, kişisel çıkarlar uğruna etrafa verilen maddi-manevi zararlar, yapaylık, hayat şartları ve sayfalarca yazabileceğim daha birçok şey.
Reaksiyon göstermemiz, durumu düzeltmemiz ya da bir şekilde düzelttirmemiz gerekiyor. Yoksa yakın gelecek hiç de iyi gözükmüyor ne yazık ki. Saygı ve sevgi diye bir şey kalmamış gözlemlediğim kadarıyla ve tüm bu olumsuzlukların başında bu kavramların yoksunluğu geliyor kendi fikrimce. Bu iki kelime herkesin hayatında yer edinmeli ki pili biten dünyayı yeniden şarj edebilelim.
Son olarak gerçekten pili biten eşyalar; yazımın başında bahsettiğim saatim, bozulan laptopum, telefonumda darbeye bağlı fiziksel bozukluklar ve belki hatırlamadığım birkaç şey daha. Bundan neden bahsettiğimi ise hiç bilmiyorum.
Yazacaklarım bu kadar mıydı onu da bilmiyorum. Belki daha azıydı, çokça ilham geldi ve her düşüncemi kelimelere döktüm. Belki de daha fazlasıydı ama aklıma gelenler bunlarla sınırlı kaldı. Bunu da bilemiyorum. (Yazı içerisinde bil(e)mediğim de birçok şey varmış, yeni fark ettim.) Ekleyeceğim cümleler olduğunda belki yazıyı güncellerim, belki de güncellemem. Ne yapacağımı hiç kestiremiyorum. Ama durumumun çözümü ile ilgili gereken icraatleri yerine getirmeyi umut ediyorum. İlk icraatim de yakın zamanda saatime yeni bir pil taktırmak olacak. Farklılık hissettiğim zaman başka bir yazımda bahsederim.
Yazı içerisinde yanlış ya da eksik yerler, anlatım bozukluğu veya doğru olmayan noktalamalar yapmış ya da daldan dala atlamış olabilirim Çok fazla kontrol etmedim, fark ederseniz beni uyarabilirsiniz. Ayrıca fikirlerinizi de yorum, mail ya da özel mesaj yoluyla benimle paylaşmaktan çekinmeyin.
Başta kendimden bahsedeyim. Geçen 6 ayda ilk olarak final-büt haftaları geçirdim. Beni yıpratan şeylerin başında bu haftalar geldi. Sonrasında tamamıyla bomboş geçen yaz tatilinin ilk günlerine giriş yaptım. Hiç alışık olmadığım bir şekilde zorunlu olarak çoğu zaman erken kalkıp erken yatıyordum. Aksi bir durum olsaydı ne kadar daha yıpranırdım tahmin edemiyorum.
Yaz tatili boyu aslında bolca vaktim vardı. Film izlemek, kitap okumak, gezmek ve bloga içerik girmek ya da bir işte çalışmak gibi birçok alternatifi yapmaya yetecek kadar vakit... Fakat bunların hiçbirini yapmadım ya da çok az yaptım. Nedenini yazmıştım, pilim bitti! Bunun sonucunda da kendi kendime verdiğim birçok sözü yerine getiremedim. Çoğu zamanki gibi...
Bu "pil bitikliği" olarak nitelendirdiğim durumun sebebini bir türlü bulamadım. Biraz sorgulayayım. Üşengeçlik mi? Bazen ama gerçek sebebi değil. Sağlık mı? Gayet sağlıklı olduğumu düşünüyorum. Yoksa ben bir paronayak mıyım? Hiç sanmıyorum. Anlamsız gelebilir ama az su tükettiğimden mi? Belki sebep bu olabilir. Bu konuyla ilgili birkaç yazıya denk gelmiştim. Az su tüketmemin sebebi ise tamamen unutkanlık (ve bu unutkanlık meselesini de pil bitikliğine dahil ediyorum). Unutkanım ve az su içiyorum, gereğinden az su içmek de unutkanlığa sebebiyet veriyor ve böylece sonsuz bir paradoks oluyor :D Gün içerisinde su içmek çok da fazla aklıma gelmiyor. Bunun için çaba gösterip fayda edip etmediğini başka bir yazımda bahsedeceğimi umuyorum. Ve bu arada üşengeçlik demişken: Bu yazının girişini 10 gün kadar önce yapmıştım ve hâlâ yazmaya devam ediyorum. Üstelik zamanım ve imkanım varken... Şimdi ise 1 Kasım 2019. Saat 05.21 ve inat ettim öğleden sonra dersim olmasına rağmen yazıyı bitirmeden uyumayacağım.
Kendim ile ilgili gereksiz detayları bırakıp biraz Blogger hakkında birkaç şey yazmak istiyorum. Evet buranın da pili bitti. Bununla ilgili son darbe Google+'ın kapanması ile oldu. Zaten durum iyi değildi, Google+'nın kapanması tuz biber oldu. Artık blog sahiplerinin yazılarını paylaşabileceği global bir platform kalmadı. İletişim çok az kurulabiliyor ve neredeyse kimsenin kimseden haberi yok. Eskisi gibi popüler de değil. İnsanların birbirlerine erişebilmeleri için üç alternatif kaldı Eski usul e-posta aboneliği, blog takip aracı ve sosyal medyalardaki ortak blog grupları.
Geçenlerde "durum ne olacak?" diye düşünürken "çat" diye Blogger arayüzüne birkaç güncelleme geldi. Bu güncellemelere yakın zamanda ayrı bir yazıda detaylı olarak değineceğim. Tema, yorumlar ve istatistikler kısmı gerçek anlamda Material Design görünüme sahip ve daha detaylı olmuş. Ayrıca mobil uygulamasına da yıllar sonra güncelleme gelmiş. Tabii bu güncellemeler çok kapsamlı değil. Tahminimce %100 ve detaylı bir güncelleme gelecektir. Yarıda bırakacak halleri yoktur herhalde. Ya da vardır, başka servisler için yapmışlıkları da vardır. Bilemeyeceğim.
Şimdi geleyim dünyaya. Dünyanın pili biteli çok uzun süre oldu. Her gün iğrenç haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Kadına şiddet, cinayetler, intihar, saygısızlık, hayvanlara eziyet, israf, doğaya zarar, kişisel çıkarlar uğruna etrafa verilen maddi-manevi zararlar, yapaylık, hayat şartları ve sayfalarca yazabileceğim daha birçok şey.
Reaksiyon göstermemiz, durumu düzeltmemiz ya da bir şekilde düzelttirmemiz gerekiyor. Yoksa yakın gelecek hiç de iyi gözükmüyor ne yazık ki. Saygı ve sevgi diye bir şey kalmamış gözlemlediğim kadarıyla ve tüm bu olumsuzlukların başında bu kavramların yoksunluğu geliyor kendi fikrimce. Bu iki kelime herkesin hayatında yer edinmeli ki pili biten dünyayı yeniden şarj edebilelim.
Son olarak gerçekten pili biten eşyalar; yazımın başında bahsettiğim saatim, bozulan laptopum, telefonumda darbeye bağlı fiziksel bozukluklar ve belki hatırlamadığım birkaç şey daha. Bundan neden bahsettiğimi ise hiç bilmiyorum.
Yazacaklarım bu kadar mıydı onu da bilmiyorum. Belki daha azıydı, çokça ilham geldi ve her düşüncemi kelimelere döktüm. Belki de daha fazlasıydı ama aklıma gelenler bunlarla sınırlı kaldı. Bunu da bilemiyorum. (Yazı içerisinde bil(e)mediğim de birçok şey varmış, yeni fark ettim.) Ekleyeceğim cümleler olduğunda belki yazıyı güncellerim, belki de güncellemem. Ne yapacağımı hiç kestiremiyorum. Ama durumumun çözümü ile ilgili gereken icraatleri yerine getirmeyi umut ediyorum. İlk icraatim de yakın zamanda saatime yeni bir pil taktırmak olacak. Farklılık hissettiğim zaman başka bir yazımda bahsederim.
Yazı içerisinde yanlış ya da eksik yerler, anlatım bozukluğu veya doğru olmayan noktalamalar yapmış ya da daldan dala atlamış olabilirim Çok fazla kontrol etmedim, fark ederseniz beni uyarabilirsiniz. Ayrıca fikirlerinizi de yorum, mail ya da özel mesaj yoluyla benimle paylaşmaktan çekinmeyin.
Türkiye'deki tüm bloggerların tek çatı altında toplandığı bir platform olması güzel olurdu.
YanıtlaSilBununla ilgili blogsözlük adlı bir sözlük platformu var. İsterseniz bir bakın.
SilKayıt Formu: https://www.sitekesfet.com/p/kayit-formu.html
SilKategoriler: https://www.sitekesfet.com/p/kategoriler.html
Telegram grubu kurmuştum ben bloggerlar iletişimde kalsın diye. Ona da bakılabilir. Adresi, t.me/blogger_tr
YanıtlaSilGüzel fikir fakat ilgiye ihtiyacı var.
SilBaşlık güzeldi :) Blogger'ın da pili bitti zaten. Daha doğrusu internet sitelerinin pili bitti. Ben de kişsel blogu kapattım. Kendi hakkımda birkaç bilgi var. Yakında tekrar kişisel sitemi Wordpress'e taşıyacağım. Sabit içerik belki ayda yılda bir şeyler yazarım...
YanıtlaSilİnsanın sağlıklı düşünce merkezinin pili bitti. Ben de şu telefonu şarja takayım...
Yorumun için teşekkür ederim abi. Her şeyin pili bitti. Yazılarını takip ediyor olacağım.
SilBence zaman zaman böyle yazmalısın 👍
YanıtlaSilYorumun için teşekkür ederim abi.
SilDoğaçlama yazılar bazen daha samimi bir etkileme yapabiliyor. Psikiyatrist koltuğuna uzanan bir insanın iç dünyasından yansımalar gibi...
YanıtlaSilBu yazı da öyle olmuş.
Yorumunuz ve değerlendirmeniz için teşekkür ederim. Ara ara doğaçlama yazılara blogumda yer vereceğim.
SilYeni yazılarınızı bekliyoruz...
YanıtlaSil