Ulaşım araçlarında edindiğim harika düşünceler üzerine kişisel bir yazı.
Ulaşım araçları... şüphesiz mükemmel fikirlere sahip olduğum yer. Bazen yazacağım bir yazının başlığının bazense başlığın altına yazacağım cümlelerin bir bir aklıma geldiği yer. Sadece bununla da sınırlı değil, bazen de türlü türlü senaryolar ile kurulan film türünde hayaller geliyor aklıma. Genelde yolculuğumu türlü türlü düşüncelere dalarak geçiriyorum ve bu benim için çok keyifli bir şey, dışarıyı seyrederek türlü türlü düşüncelere dalmak.
Arada etrafa bakıyorum da en küçüğünden en yaşlısına kadar birçok kişinin telefonlara gömüldüğünü fark ediyorum. Otobüse biniyor, akbilini basıyor ve oturup elini cebine attıktan sonra telefona sarılıyor, bir saniye bile geçirmeden. Gömülüyor telefonun içine. Kimisi (özellikle belli bir yaşa gelmiş kişiler) "Candy Crush" oynuyor, kimisi sosyal medyada takılıyor, kimisi mesajlaşıyor vs. artık hayatımız tamamen bu ufacık telefonlar olmuş.
Her neyse konudan biraz saptım gibi, anlatmak istediğim şeye döneyim ben. Bana göre ulaşım araçlarında çok güzel düşünceler elde ediliyor ve benim isteğim, insanların araca biner binmez telefonlara sarılmak yerine 10 dakika da olsa düşüncelere dalması. Belki de bu 10 dakika hayatınızda bazı şeyleri düzeltecek ve iyi gelecektir. Hem boşa zaman geçmez hem de fazla radyasyona maruz kalınmaz.
Bu konuyla ilgili aklımda bir proje var sizlerle paylaşmak istediğim. Ulaşım araçlarındaki düşündüğüm bazı fikirleri vs. sizlerle paylaşarak yeni bir seri başlatacağım. Serinin başlığı ile ilgili kafamda bir şey yok ama ilerleyen günlerde bir şeyler düşünürüm. Hatta yolculuk sırasında aklıma gelen basit bir düşüncemi yazayım buraya. Çok değerli elmasları, yer altından binbir zorlukla çıkaran işçilerin hiçbir şey elde edemediğini ama iş adamlarının hiçbir emek sarf etmeden kolayca bu elmasları elde ettiği dünyanın ne kadar adaletsiz olduğunu düşünmüştüm. İşte bu tip basit düşünceleri derleyerek ilerleyen zamanlarda sizlerle paylaşacağım.
Sizin de buna benzer düşünceleriniz varsa yorum bölümünde paylaşabilirsiniz.
Sizin de buna benzer düşünceleriniz varsa yorum bölümünde paylaşabilirsiniz.
Düşünmek ve sorgulamak güzeldir. Herkese iyi gelen mekanlar vardır. Ben genelde gözlem yaptığım için başkalarının iyilerini ve kötülerini kendi hayatıma uyarlamaya çalışırım. Bazen yaşadığın bir olay güzel bir makaleye dönüşebiliyor. Önemli olan hayatın içinde kalmak ve olan biteni görmek bence. Güzel yazıydı eline sağlık
YanıtlaSilDüşünüp sorgulamak gerçekten iyi geliyor insana. Gözlemlemek de önemli tabii ki. Aslında sen her şeyi kısaca özetlemişsin, daha bir şey söylemeye gerek yok. Yazımı beğenmene sevindim.
SilBen insanların seslerine tahammül edemediğim için kulaklığımı takıyorum ama müziği açtıktan sonra çok fazla telefonla uğraşmam. Dışarıyı izleyip hayaller kurarım ve bazen blog yazı fikirleri de aklıma gelir.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık takibe aldım. Bana da beklerim
Ben de en ufak sese bile tahammül edemem. İnsan sesi, motor sesi ve diğer sesler... Bazen gözümü kapatıp etraftaki sesleri ayırt etmeye başlarım. Bana iyi geliyor
SilGüzel bir yazı olmuş :D Yeni seriyi bekliyorum takipteyim :)
YanıtlaSilTeşekkürler, çok bekletmem umarım.
SilE kitap okuyorum genelde. Düşünceler ise yürüyüş yaparken aklımdan geçiyor ve düşüncelerin not defterine kaydolunur.
YanıtlaSilKitap okumak otobüslerde nadir görülen bir alışkanlık, tebrik ederim. Umarım not alma alışkanlığına ben de sahip olurum.
SilBilhassa uzun yolculuklarda düşüncelere dalıyorum ama benim favorim uyumadan önceki düşünceler. Yaklaşık yarım saat düşünürüm, hayaller kurarım ve hayatımla alakalı aldığım kararları eleştirir ya da yeni kararlar alırım ve öyle uyurum. İnsanın en iyi kararlarını nedense bu anda aldığına inanıyorum.
YanıtlaSilhttps://ugurunhazinesi.blogspot.com.tr/
Kim uyumadan öncesi hayaller kurmaz ki? Yaptıklarını eleştirmek ve yeni kararlar almak güzel bir şey. Düşüncene katılıyorum.
Sil